Karanlık Zihinler-Alexandra Bracken* Seri Yorumu
Selam! 😊 (bin yıl da geçse şu girişi asla değiştiremem sanırım 😀) Bugün biraz buruğum, en sevdiğim serilerden birini daha kapayıp dosyaladım. Bi yandan sonunu merak etsem de bi yandan hiç bitmesin dediğim bi seriydi Karanlık Zihinler.. 😓 (Sanırım seriyi en son bitiren bağımlı benimdir sırf bu yüzden.) Öncelikle şunu not olarak yazayım; bu yazıyı sırf çok sevdiğim serinin blogumda bi yazısı bulunsun diye yazıyorum, yani çoğu kitap severin seriyi zaten okuduğunu biliyorum, yorumuma ihtiyaç yok bu yüzden ama olsun dursun şurda belki birinin işine yarar kimbilir?..😁
Şöyle bi dünya düşünün, bi nesil çocuğun özel yetenekleri var ve devlet bundan korktuğu ve ne yapacağını bilemediği için bu çocukların izini sürüp, toplayıp kamplara "iyileştirme" maksadıyla kapatıyor. Bazı aileler çocuklarının bi süre sonra iyileşip geri geleceğini sansa da bazı aileler durumun net bi şekilde farkında ve çocuklarını korumak için ölmeye bile hazır. Bazı çocuklar kampa gitmektense soğuk ve açlıktan ölmeyi yeğleyip ailelerinin yardımıyla ya da yardım olmaksızın kaçarken bazı çocuklarsa aileleri tarafından kampa teslim edilmiş. Çocukların adları değil kodları var bu kampta. Hatta hem kodları hem de grupları var; Kırmızı ve Turuncu olanlar en tehlikelileri mesela.. Bizim ana karakterlerimizse tam bir savaşçı! 😍 Evet kamp gerçekten tam bi işkence ama kamp dışındaki dünya da yerle bir olmuş durumda. İnsanlar bi şişe su için bile birbirini öldürür bi hale gelmiş çünkü toplama kamplarıyla beraber ekonomi de çöktü ve Amerika resmen yaşanmaz bi yer haline geldi. Bunlarla beraber bi de ülke dışına çıkmak yasak çünkü hastalığın bulaşıcı olduğunu düşünüyolar. Ruby, böyle bi dünyayla nasıl başa çıkacağını bilemezken karşısına çıkanlar sayesinde içindeki savaşçıyı ortaya çıkarıyor. Ve hikaye de böylece başlamış oluyor.
Sanırım ilk kez bi seride karakterleri ayırıp "en sevdiğim kesinlikle bu!" diyemiyorum. Her karakterini o kadar seviyorum ki HEPSİ BENİM BEBEKLERİM! 😂😂 Her karakterin kendine has bi hikayesi bi derinliği var ve yazar her birini öyle güzel sevdiriyor ki en gıcık olduğunuz tipe bile bi süre sonra anlayışla yaklaşıyosunuz, bu olayı gerçekten çok seviyorum. Sanırım serinin en sevdiğim kitabı Buz Kapanı'ydı, yani 2. kitap. Bi sürü süpriz gelişme ve bi sürü aksiyon vardı, ehh severiz gerilmekten kitabı okuyamamayı! 😂 Ateş Çemberini okuduğumda sonunun çok havada kaldığını, sanki eksik olduğunu düşünmüştüm ama neyseki Karanlığın İçinden çıktı da karakterlerin ve olayların daha sonra nasıl bi hal aldığını öğrenmiş olduk. Karanlığın İçinden, 3 ara kitabın birleşmesinden oluşuyo. Yazar kitabın ilk kısmında yazmış gerçi sıralamayı ama ben yine de yazayım, Karanlık Zihinler-Günden Güne, Buz Kapanı-Kıvılcımlar Yükselirken, Ateş Çemberi-Gecenin Karanlığında şeklinde okunması gerekiyor. Tabi bizde bu sıralama mümkün olmadı çünkü ilk 3 kitabı çıkardıktan sonra Karanlığın İçinden kitabı çıktı, haliyle seriyi okumuş olanlar en son bu kitabı okudu ama neyse.. En içimin acıdığı kitapsa -en son bunu okudum diye mi bilemiyorum ama- Karanlığın İçinden'di. Özellikle Sam ve Lucas'ın çaresizliği beni mahvetti (okuyanların gözünden bi damla yaş okuyooooooorrr 😂). Ben seriyi bu sene içerisinde tekrar en baştan okumayı düşünüyorum çünkü maalesef unuttuğum bi sürü olay varmış, Karanlığın İçinden'i okurken baya afalladığım yerler oldu. (bunu buraya yazayım da sonra kendime verdiğim sözü unutmayayım!😁 )
Eğer hala seriyi okumayan varsa aranızda (utanın!😂) mutlaka okunması gereken serilerden biri, hele ki fantastik ve distopya türlerini seviyosanız. İlk kitabı okuyup daha yarısına gelmeden sevmeyip bırakanlar olduğunu biliyorum, bırakmayın! Bi şansı daha hakediyo bu seri emin olun. Evet yazar biraz acımasız olabilir, her an kalbinize bi ok saplayabilir (gerçekten öyle bi yeteneği var kadının) ama bunlar güzel oklar GERÇEKTEN!😁 Mesela her kitabın sonunda kalbinizin daha fazla kırılamayacağını falan düşünürsünüz ama yanılırsınız çünkü Alexandra'nın acımasızlıkları asssssssssla bitmez dostum! 😂 Ama bunlara rağmen şöyle söyliyim, yılllaaaaar yıllar geçse bile bu acımasızlıklarına rağmen Alexandra Bracken ve bu seri benim için çok çok özel kalacak ki seriyi okuyan %99luk kesimin de böyle düşündüğünü sanıyorum. Daha bi sürü şey yazıp överdim ama bu kadarı da yeterli bence. O yüzden hoşça kalııın! 😊
Not: Evet güya kendim için yazacaktım bu yazıyı ama yine övmelere "seriyi alın!" demelere doyamadım farkındayım, SORRRRRRYYYY 🙈
Yorumlar
Yorum Gönder