Perihan Gün-Öldüm Çık Kitap Yorumu


"Ben içimden, 'Kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni,' diye mırıldanırken Özlem'in 'Bu şehirden gideceksin,' diyen sesi yankılanıyordu kulaklarımda. Doktorun 'Zamanın daralıyor,' dediği dakikada, Tuana'yı sonsuzluğa uğurladığımız günün her saniyesindeydim. Şimdi ve bundan sonra yapacak hiçbir şeyim kalmadığını ilk defa bu kadar yürekten hissetmiştim.

Güvendiği tüm dağlara kar yağan Perihan elindeki tek gidişlik bileti, kırık dökük umudunu sığdırdığı bavulu ve sırtına taktığı kemanıyla İstabul'a gelmişti. Midesinde kelebekler uçuşturan, uykusunu kaçıran bir adamın peşinde saklambaç oyununa dönen hayatını tepetaklak eden soruların tuzağına mı düşecekti yoksa kalbini inatla aynı yerden kıran kadere külahını ters mi giydirecekti?"

Selaaam! :) Bu post biraz acı biraz empati biraz sevgi içerir şimdiden uyarıyım!
Öldüm Çık Perihan Gün'ün yani ilk twitter fenomenlerinden @perizekalıyım'ın kitabı. Bu cümleyi okuduğunuzda "Amaaaan önüne gelen kitap yazıyo kesin saçma bi şeydir." diyebilirsiniz ki çoğu kitap için haklı olduğunuzu söyleyebilirim ama Öldüm Çık o anlamsız kitaplardan değil, cidden büyük anlamı olan, içerisinde kendinizden biçok parça bulabileceğiniz, içinizin fazlasıyla acıyacağı, bazen imreneceğiniz bazen umarım ben yaşamam diyeceğiniz kaliteli bi kitap çıkmış ortaya. Perihan Gün'ün aslında eski takipçilerinden biriyim ama kuzeni (kardeşi gördüğü kuzeni..) Tuana vefat ettiğinde, ne yazdıklarını okumaya ne de yaşadıklarını görmeye dayanamıyodum, bunu izlemeye gücüm yoktu o yüzden de bıraktım takibi ama ara ara stalklamaya devam ettim çünkü Tuana'nın bi türlü sonuca varamayan davasını merak ediyodum, o canilerin cezasını bulması için dua edenlerden biriydim ben de. Kitap çıktığında da almamak için baya direndim çünkü kitap Tuana'nın hastaneye kaldırılışı ve o süreçte yaşanılanlarla başlıyo, okumaya dayanamam diye almak istemiyodum. Ama bi gün rafta kitabı görünce tabii ki dayanamayıp aldım. -İYİ Kİ ALMIŞIM💚-

Öldüm Çık, Perihan'ın Tuana'dan sonra yaşadıklarını, bi anda hayatını tamamen değiştirip o yolda başına gelen zorlukları, düştüğü hayal kırıklıklarını, NE GÜZEL DOSTLAR EDİNDİĞİNİ anlatan bi kitap. Neden büyük harfe geçtin birden, derseniz dostluk dünyada bulabileceğiniz en kıymetli şey bence.. Perihan'ın da bu hayattaki en büyük şansı ona sahip çıkan bazen onun adına kararlar alıp onu toparlayan, düşmesine izin vermeyen dostları ve ailesi bana göre. Kitabın tek bi satırı bile kurgu değil ama bazı karakterlerin adı maalesef değiştirilmiş, tabii biz eski takipçiler kimin kim olduğunu az çok anlayabiliyoruz ama daha önceden tanımayan ya da iyi takip etmeyenler sanmıyorum ki anlasın.. :) Olaylar kurgu olmadığı için haliyle "Ay yok burası olmamış, şu karakteri hiç beğenmedim." gibi yorumlar da yapamıyorum tabii ki ama Yağız'ı elimize geçirsek bi temiz döveriz gibi geliyo bana Perihancılar olarak. :D
Kitabı okurken kafamda sürekli gönderileriyle kitaptaki olayları senkronize edip durdum, "demekki o tweeti ya da o postu bunun için atmıştı.." dedim. Kaç kere instagram profiline girip kaç kere 2016'nın başına kadar indim, Tuana'ya yazdığı yazıları kaç kere tekrarladım, mutlu bi posta denk geldiğimde her seferinde nasıl tebessüm edip gözlerim doldu bilemezsiniz. -2016 şubat ayından başlıyo kitap bu arada.- Okuyanların çoğu "bi çırpıda, ayraç bile kullanmadan okudum." yazmışlar Perihan'a, normalde 1-2 günde bitebilecek bi sayfa sayısına sahip evet ama böyle bi kitabı bi solukta okuyabileni ayakta alkışlarım. Çünkü yaşanılan şeyleri hazmetmesi, sindirmesi zor geldi bana.  Bi yandan okurken bi yandan instagram hesabını kurcaladım durdum, bi yandan kitap için yapılmış playlisti dinlerken bi yandan hem şarkı sözlerini irdeleyip hem yazdıklarını yaşarken neler hissettiğini düşünüp kahroldum, çoğu yerde farkında olmadan dalıp gitmişim.. Hal böyle olunca bitmedi tabii kitap. Gerçi bitmesini de hiç istemedim, öyle bi yerde bitirmiş ki kapağı kapayınca bi yarım saat duvara bakıp neler olduğunu hayal etmeye çalışıyosunuz kafanızda. -.-
Playlist demişken en sevdiğim olay kitap için yapılan playlistti. -gerçi her bir zerresini acıyla karışık ayrı sevdim kitabın ama neyse işte..- Beni uzun zamandır takip ediyosanız biliyosunuzdur eski şarkıların özellikle 90ların müptelasıyım, -Peri de öyle..💚- bu playliste de o yüzden bayıldım. -Tabii dinlerken baya acı veriyo ama olsun..-  
Linki şöyle bırakıyorum isteyen tıklayıp dinleyebilir.-> öldüm çık playlist*

Ben kitabı okumadan önce Perihan'ın neden bu kadar alkol tükettiğini anlayamıyodum, acıları unutmak için illa alkol mü almak lazım diyodum ama şu an empati yaptığımda az bile içmiş diyorum ki 26 yaşımda ağzıma alkol sürmemiş insanım, benim bile içesim geldi ne yalan söyleyeyim? :| Yazdığı bazı şeyleri okurken "demekki sadece ben yaşamamışım bunu" dedim keşke yaşamamış olmamızı dileyerek.. ( burda kocaman bi yazıklar olsun demek istiyorum..)
Çok fazla dram ya da gerçek hayat hikayeleri okuyan biri değilim, okuduğum zaman da nokta atışı yapıp doğru kitabı okuyup hayatımın önemli bi yerine koyuyorum o kitabı. Benim için Kanat Güner-Eroin Güncesi 1 ise, Perihan Gün-Öldüm Çık 2 bundan sonra. Benim gibi dram sevmeyen biri sevdiyse EMPATİ YETENEĞİ OLAN HERKES sever diye düşünüyorum. Kitabı bitirdiğimde içime oturan öküzle devam ediyorum hayatıma bikaç gündür, nolursa olsun bu öküz için bizi hikayene ortak ettiğin için sana teşekkürler canım Peri! 💚 Derdin derdimiz, sıkıntın sıkıntımızdır ama sana bu kötülükleri yaşatanlara koccccaman bi YAZIKLAR OLSUN! -kitabı okuyanlar anladı? :)- 
Kitaptan bazı alıntılar yazıp kayboluyorum, umarım kitabı okuma şansı bulursunuz.. Hoşça kalııın! :)

"Tesellisi bitmiş bu hikayede kime hangi umutla sarılacaktım?"

"Sevilmeyi unuttuğunuz oldu mu? Ya da şöyle sorayım, sevilmeyi unuttuğunuzu fark ettiğiniz oldu mu? Aslında hayatınıza girenlerin sevgisinden emin, her şeyin yolunda ilerlediği, içerideyken hiçbir şeyi göremediğiniz, dışarı çıktığınızdaysa üstüne düşmediğiniz ama başka biri sizi gerçekten sevdiğinde anladığınız şey..."

"Elinde fincan, gözlerimden akan yaşlara bakan bir kadının karşısındaydım, elinde kartlar 'dilek tut' diyen başka bir kadının karşısında, bir otoyol kenarındaydım. Bir parktaki salıncakta ayaklarını yere koyup, ayakucuyla orayı deşen kişi, dışardan görenlerin 'umarım iyidir' dediği insan tam olarak bendim."

"Seni almak için kapı önünde sigara içerek sabırsızlanan bir bekleyenin yoksa eğer, gittiğin yolların hiçbir değeri kalmıyormuş meğer.. 'Neredesin' diye soracak kimsem olmadığında anladım."

"Ucuzluktan alınmış ve yüzüne bakılmamış elbise, kesildikten sonra değeri kalmayan saç, ütü iz yaptığı için giyildiğine utanılmış pantolon, içeri her girenin bir kez dokunup satın almadığı gömlek bendim. Sonbaharda yaprak döken ağaç, kuruduğu için çöpe atılan çiçektim ben. Bana kendimi dünyanın en harika kadını hissettiren şeylerden çok uzaktaydım o an."

"Başkalarının yolunda yürümek, döneceğin sapağı gösteren biri olduğu için kolaydır. Kendi yolunu çizmek başka bir şeydi."

"İlk durakta otobüse binmiş, yol boyunca hiç konuşmadan öylece dışarıyı izlemiş yolcu gibiydim. Üstelik ayağımın üzerine basamayacak kadar güçsüz olduğum halde yol boyu oturamamış, sırtımı bir pencereye yaslayamamış, tek elimle başımın üstündeki demiri tutmuş, bütün yolu 'ha düştüm ha düşeceğim' diyerek gelmiştim. Şoför de iyi kullanmıyordu. Hava kötü ve yol çok bozuktu üstelik. Bir sağa savruluyordum bir sola. Son duraktaydım artık. 'İnecek var,' demeliydim. 
Bilmediğim bir parktaki, bir daha asla orada olmayacağım bir bankta otururken buydu hissettiğim."

"Biz seninle aynı şarkının başka cümlelerinde,
Biz seninle aynı sokağın birbirine en uzak köşelerinde, 
Biz seninle en yakın, biz seninle en uzak olmasaydık.
Ah olmasaydık."

"Yıkıntılar üzerinde yürürken ayağa batanlar elbette acıtırdı insanın canını ve belki de hiçbir şey eskisi gibi olmazdı ama bir gün mutlaka tekrar inşa edecek bir şey bulurdu insan. Bunu umudum yakamdan tuttuğunda anlamıştım."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Caraval-Stephanie Garber | Kitap Yorumu

Playful Kiss Dizi Tavsiyesi! :)