Yirmi Sekiz Buçuk Dilek-Denise Grover Swank*Kitap Yorumu



Selam! Favori yazarlarınızı neye göre belirlersiniz? Ben okurken ilham aldığım ve zekasına hayran kaldığım yazarların ismine takılıp kalırım mesela. Benim için özelleşmeye başlar bi anda. Zekası, hayal gücü, espritüelliği etkilemeli beni. Bunları düşünürken ve birine anlatırken yüzümde bi gülümseme oluşuyosa evet o benim favori yazarımdır. :) Denise Grover Swank ise benim 4 favori kadın yazarımdan biri! :) Hani ne yazsa okurum dediğiniz yazarlar vardır ya Swank benim için öyle.. Deliriyorum kadının kitapları Türkiye'de basılsın okuyım diye. Şimdi diyeceksinizki sen çevirmen değil misin orjinal dilde oku. Kitap okurken hayal dünyasında gezinmek istediğimden ötürü ingilizce okurken yapamıyorum bunu sanırım ya, bi de ingilizce bi şey okurken malesef çevirmeye odaklı okuyorum haliyle zevk alamıyorum, bunu yapabildiğim zaman Türkçe kitap okumam sanırım zaten. :) Her neyse kitaba geçiyorum, nolur okuyun ya! :)

Rose'un bi yeteneği var, kendisi bunu bi engel olarak görse de, annesi O'na bu yeteneği yüzünden "cin çarpmışın tekisin" dese de oldukça yararlı bi yetenek. Rose geleceğe dair bazı görüler görme yeteneğine sahip. Çalışırken gördüğü görü'ye kadar hep saçma sapan, gereksiz şeyler görmüştür. Kendisini ölü gördüğü görü'ye kadar bu yeteneğin gereksiz olduğunu ve annesinin haklı olduğunu kabullenmiştir. O güne kadar görülerinde kendisini hiç görmeyen Rose buna şaşırıp, gerçekleşmesinden korkar ve hayatının son günlerinde 24 yıllık yaşamında hiç deneyimlemediği şeyleri deneyimlemek ister, bi liste yapar. "28 buçuk dilek." Bu listedekileri yapmaya kararlıdır ama durum şu ki öldürülen kendisi değil annesidir. Ve en kötüsü de cinayetin şüphelisi kendisinden başkası değil. Annesini öldüren kişilerse şimdi onun peşinde. Rose canının derdine mi düşsün kendini mi aklasın yoksa listesini mi tamamlasın? -.- Bu olay karmaşasında Rose'un biçim değiştirmesini, karakterinin gelişmesini okurken bi yandan kendimizi onun yerine koyuyoruz. En azından ben öyle yaptım ve Rose'a o kadar üzüldümki.. Annesi bu kadar gaddar olan birinin o kadar yıl sesini bile yükseltmemesi " Aman Allahım öldür şu kadını" dedirtti resmen. Ama bu gaddarlığın arkasında da kocaman bi sır yatıyo, ben bu sırrı tahmin etmiştim biraz ama okuyunca doğru çıkmasına şaşırdım yine de. Rose, okurken gerçekten keyif aldığım, kendimi bulduğum, haklı gördüğüm ve sürekli sarılma isteği duyduğum bi karakter oldu. Gerçek hayatta olsa sanırım bu kızla herkesin aksine arkadaş olmak için çabalardım! :) Bunun dışında esas oğlanımız Joe McAllister var arkadaşlaaaaaaaar! Aman yarabbi Joe! :D Joe hakkında hep şüphelerim vardı, aslında yazar zaten bu gizem üzerine durmuştu, kitapta bolca şüpheye düşüren kısım vardı ama Joe'nun gizemi adamı çıldırtır! -.- Swank'in en sevdiğim yanı erkek ana karakterleri olabilir, hep bi gizem hep bi güvenmek isteyip güvenememe falan.. :) Tahminlerinizin hiçbiri tutmuyo bundan emin olabilirsiniz, kitapta sadece Rose'un annesinin gaddarlığı konusundaki tahminim tuttu, diğer her şey beni ters köşe yaptı ki cinayet romanlarında katili bulma odaklıyımdır ve bulurumda! :) 

Rose Anne Gardner. Bu ismi aklınızın bi köşesine kazıyın çünkü devam kitapları çıkmaya başladığında bence herkes bu kadını tanımış olucak, e siz de "ben bilmiyorum kim o ya" diyip rezil olmayın bi zahmet! :)
Bu arada ben bu kitabı tek bi kitap sanıyodum, sonra yazarın sitesine bi baktım 12 kitaptan oluşuyomuş ve 4 tanesi novellaymış! Kitaplarının çıkmasından umudumu kestiğim için kadının sitesine bakmak bile istemiyodum düşünün artık. :) Kitabın seri olduğunu görünce mutluluktan uçtum resmen ve umarım Martı Yayınları aralarını çok açmadan çıkarır devam kitaplarını.. Serinin adı da Rose Gardner Mysteries* :)

Aslında ben buraya yazar hakkında destan yazarım ama kadını çok kıskanıyorum başkaları da fanı olur diye ya, hem başkaları da duysun bilsin istiyorum hem de sadece bana kalsın, benim için yazsın. Öyle işte.. Peki ben bu kadına nasıl aşık oldumŞuraya tıklayarak diğer serisi olan Seçilmiş Bedenler'i okuyup bunu anlayabilirsiniz. :)

Peki bu kitabı kimler severek okur? Gizemi, aksiyonu, bulmaca çözmeyi seven, odaklanma ihtiyacı duyan, yapmak istediği şeyler olup da motivasyona ihtiyacı olan insanların seveceğini düşünüyorum ben. Beni bayağı gaza getirdi Rose'un yaşadıkları, motive oldum diyebilirim. Kitap sizi asla sıkmayan, temponun ve gizemin kaybolmadığı, anlaşılır dilde yazılmış, akıcı ve ara ara ben olsam napardım dedirten türdendi tam. O yüzden okurken odaklanmanız şart.

Yazdığım hiçbir şey spoiler değildi bu arada, kitabın arkasında zaten varolan şeylerdi. O yüzden gelip bana "annesinin öldürüldüğünü niye söylediiiiiinnnnnn" demeyin yani. :) Veeeeeee okurken tebessüm ettiğim en sevdiğim alıntıyla sonlandırıyorum yazıyı, umarım alıp okursunuz kitabı, alırsanız bana da yazın! Şimdilik hoşça kalıııın! :)

"Violet, Muffy'nin kayışını tutarken koşarak onların yanından ayrıldım ve ellerimi kafamın üzerine kaldırdıktan sonra tenime çarpan soğuk suyun yarattığı şokla çığlıklar atmaya başladım. Tüm kısıtlamaları eskimiş bir kaban gibi üzerimden çıkarıp attım. Sıçrattığım her su birikintisiyle hayatımı saran zincirler bir anda teker teker çözüldü. Bu özgürlük karşısında neredeyse ağlayacaktım. Daireler çizip fışkıran suların arasında Ashley ve Mikey kahkaha atıyordu. Bunu, her şeyi tam anlamıyda boş vermeyi daha önce hiç denememiştim. Kendimi öyle hafif ve özgür hissediyordum ki gökyüzünde süzüldüğümü ve var olmayan bulutların ötesinde kaybolduğumu sandım. Violet köşede durmuş bize özlem dolu bir ifadeyle bakıyordu. Onun da böyle bir şeyi daha önce hiç yaşamadığını fark ettim. Onun özgürlüğünü kısıtlayan zincirdim."
 
  

Yorumlar

  1. galiba hiç bir zaman bu kadar uzun yazı yazamayacağım :D Güzel yorumlamışsın, ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha uzunduda kısalttım ya bu kadın hakkında sonsuza kadar konuşabilirim hahahahhaa :D teşekkür ederim hem yorumun hem okuduğun için :)

      Sil
  2. Kitabı dün bitirdim. Son 10 sayfada tüm satırları 2-3 kere okuyarak gittim. =)) Fark ettim ki kitabın bitmesini hiç istemiyorum. Ve sonunda olan oldu ve kitap maalesef bitti. İyi ki yazınıza denk geldim, kitabın serisi geliyor demek. 12 kitap mı olacak, ben mi yanlış anladım acaba... Umarım devamı kaç tane ise arka arkaya çevirisini yaparlar. Teşekkür paylaşımınız için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öncelikle ben teşekkür ederim yazımı okuyup dikkate aldığınız için, kitabı beğenmenize de çok çok sevindim :) seri 12 kitaptan oluşuyo bunların 4ü novella yani ara kitap şeklinde, martı yayınları malesef novellalara fazla önem vermediği için bu 4 kitabı çevirir mi bilemiyorum ama kalan 7 kitap kesinlikle çevrilicek :) eğer yazarı sevdiyseniz seçilmiş bedenler serisini de tavsiye ederim mükemmel bi kurguya sahip o da aynı şekilde :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Caraval-Stephanie Garber | Kitap Yorumu

Perihan Gün-Öldüm Çık Kitap Yorumu

Playful Kiss Dizi Tavsiyesi! :)